Her An, Bir Başlangıçtır

Her An, Bir Başlangıçtır

Zamanın sessizliğinde yeni bir başlangıç…

Kim ne yaşattı ki…

Kelimeleri mahcup, yüreği örselenmiş,

hayat yolculuğunun son durağında beli bükülmüş,

uzaklara dalmıştı gözleri yaşlı adamın.

Bir anlık duraksamayla, içine çekilen zaman

derin bir sessizliğe büründü.

Uzun, suskun bir bekleyişin ardından,

— Yaşamak, dedi.

Ardından içini çekip ekledi:

— Yaşadıkların mı, yoksa yaşayamadıkların mı?

Sözler havada asılı kaldı,

sanki gökyüzü bile düşüncelere daldı.

— Güneş battı, dediler.

Yaşlı adam:
—“öldü,” dedi.

— Güneş yeniden doğdu, dediler.

Yaşlı adam gülümsedi, usulca fısıldadı:

— “Yeni bir güneş doğdu,” dedi.

Çünkü bilirdi ki,

nasıl ki bir an bir sonrakiyle aynı değilse,

her sabah yeniden doğduğunu sandığımız güneş de

aslında her defasında bambaşka bir güneşle başlatır günü.

Oruç Aruoba şöyle der:

“Yaşadıklarımız, öldürdüklerimizdir.”

Ne kadar derin, ne kadar tanıdık bir sızı…

Sevgili okur,

her şeye rağmen, hayat yaşamaya değer.

Sen artık bir önceki sen değilsin.

Kahrettiğin yahut sevdiğin an çoktan yitip gitmiştir.

Kızmak, öfkeyle yanmak boşuna bir çabadır.

Kahretmek, insanın kendine ettiği en büyük haksızlıktır.

Varsın kahra yoldaşlık edenler gide dursun.

Sen tutun yaşama.

Tutun güzelliklere, umuda, sevgiye.

Unutma; sen evrenin sultanısın.

İçinde bir mucize taşıyorsun.

Farkında ol ki,

evren sana hayran olsun.

Geçmişe değil, her sabah yeniden doğan insana…

İyi ki varsın.

İrfan Keskin – Haziran 2024