Üretim Serüvendir

İnsanoğlu hiç beklemediği, çarpan etkisi açısından da yaşadığı ve yaşamakta olduğu belkide en büyük felaket olan “salgın” süreci ile istemese de tanışmak zorunda kaldı. Bilimin, teknolojinin ve insan aklının ne kadar çaresiz ve gelişmemiş olduğu gerçeğini, ödediği acı reçete ve toprağa verdiği canlar ile keşfetti. Aslında hala gidilecek çok yolun olduğunun farkına varılmış olması bile hem kendimiz hem de gelecek kuşaklarımız için bir kazanç olarak salgın sürecinin hanesine yazılmalıdır.

İnsanlık tarihi en büyük sınavlarından birinin ortasında, belki de kaybederken kazanmayı öğrendi. Bunun yanında her alanda üretmenin yaşanabilecek beklenmedik olaylara karşı alınabilecek en büyük önlem olduğu gerçeğini keşfetti. 

Modern dünyanın aslında büyük bir felaketle karşılaştığında modernizmden ne kadar da uzak olduğunu acı tecrübelerle anladık. İhtiyaç olsun veya olmasın kolay elde edilen ve uzun ömürlü olmayan tüketim çılgınlığının dışa vurulmuş halidir. Bununla birlikte keşfetme özelliğimize ket vuran koskoca bir sanal alem içerisinde yaşadığımızı anladık. 

Bize sunulan ve neye hizmet ettiğimizi bilmeden, kullan-at ekonomisine katkı sunmaya zorlandık. İçerisinde bulunduğumuz ve dümeni başakalarının elinde olan sanal alemin dayanağı olan üretimin, temel taşı bizmişiz gibi davranmaktan öteye gidemediğimizi anlamanın bile bizler için bir kazanç olduğunu ne yazık ki yeni kavramaktayız.

Üretmek hele de bugünleri görerek üretmek o kadar anlamlı ve gerekli ki…!

Üretim, insanoğlunun yaşanabilecek toplumsal ve tarihsel olaylar karşısında kaldığı acizliği tarım, sağlık, bilişim, sanayii, otomotiv gibi gerçeklikle içiçe ve mucizelerle giderebileceği kocaman bir dünyadır.

Dünya diyorum; çünkü herkesin kendisini keşfedebileceği, sınırlarını görebileceği, mutlu olabileceği, hayallerine kavuşabileceği, katma değer üretebileceği bir yerdir.

Üretmek; insan yetiştirmektir, sevmetir, sevilmektir, tarımla uğraşmaktır, içerik geliştirmektir, lisans bağımlı çalışan ürünleri yerli ve açık kaynak ürünlere taşımaktır, kitap yazmaktır, şiir okumaktır, uygulama geliştirmek, kod yazmaktır, bir alet, bir cihaz, bir icat bir fikir ortaya koymaktır. Mali değeri olsada olmasada bir şeyleri var etmektir.

Unutulmamalıdır ki; üretim ve tüketim zıtlık teşkil etse de, tüketimin karar vericileri her zaman üreticiler olmuştur. Üretim alanında yer alamayanların tüketim çılgınlığına dur deme pozisyonunda olmasıda beklenemez.

Yeni dünya da belki de ilk kez “insan aklı” doğrudan üretimin gücü, hammaddesi de “bilgi” olmuştur. Ülkelerin ekonomik dengelerinin korunması, toplumsal felaketlere karşı dirençlerin artması, çözüm odaklı düşünebilme becerilerinin geliştirilmesi bilgi ve dijital ekonomi tabanlı üretim modellerinin baskın hale getirilebilmesi ile mümkün olacaktır.

Üretim;
gelecektir …
eserdir…
istihdamdır…
bağımsızlıktır…

Üretmek, insanoğlunun yaşam mücadelesinin başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki serüvenidir…!  

27 Nisan 2021, Ankara