Olan Biten mi? Buğday Taneleri mi?

Satranç, iki oyuncu arasında oynanır. Oyunu kazanma haricinde zekâ ve sabrın test edildiği farklı bakış açılarının kazanılmasının da amaç edildiği bir strateji oyunudur. Toplam 64 hücreden oluşan 8×8’lik kare bir alan üzerinde yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşan bir zeminde oynanır. Beyaz ve siyah renkler olmak üzere oyuncu başına 16 taş vardır. 

Bir Şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyon…

Rakibin şahını mat eden, oyunu kazanır.

Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır. Hikayeye göre oyunu icat eden adam, ödül olarak ne istersin diyen şaha şöyle cevap verir. “Bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday, ikinci karesi için iki buğday, üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece her karede, bir önceki karede aldığımın iki misli buğday istiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum” demiş. Şah, kendisi gibi yüce ve kudretli bir şahtan isteye isteye üç beş tane buğday isteyen bu adamın, küstahlığa varan alçak gönüllülüğüne sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş. ‘Hesaplayın! Hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin!” demiş.

Şahın adamları buğdayı saymaya dursunlar…

Oyunun stratejisine göre istediği buğdaylar ancak 1000 yılda yetişebilirmiş …

***

Modern yaşamda, ailede, çalıştığımız yerde, sosyal yaşamımızda, sosyal medya mecralarında, bulunduğumuz makamda hayatın her aşaması bir strateji dinamizmi gerektiriyor.

Koşuşturmaca içerisinde başarıyı elde etme, mutlu olabilmeyi başarma, ortama pozitif enerji yayarak yoğun iş temposunu hafifletmek için öz veriye ihtiyaç duyarız.

Satranç oyununu düşündüğümüzde her taş duruma ve hamleye göre kritik görevler üstlenmektedir. Bazen bir piyonun yapacağı hamle fil kadar, at kadar etkili olabilir. Kurum/kuruluşun, şirketin ya da organizasyonun görevi ne olursa olsun çalışanların yaptığı çalışmalar, büyük öneme sahiptir. Müdür, çaycı, şoför, mühendis, uzman vs. görevimiz ne olursa olsun işimizi en iyi şekilde yapmalıyız. Bütünden parçaya ya da parçadan bütüne düşününce birbirini tamamlayan ve bir yapının parçası olacak şekilde yapılması görevi/işi değerli kılmaktadır.  Çalışma ekibimizi satrançtaki bir taraf gibi görürsek herkesin üstlendiği görevler ve yaptığı işler kritik ve stratejiktir. Güzel bir çay/kahve, güler yüzlü konforlu sürüş, işler, süreçler, ürünler, toplantılar, sunumlar, finansal değerler, stratejik hedefler, mesai mefhumu olmadan yapılan çalışmaların hepsi takım olmanın ahenkli çıktılarıdır. Ekipteki her bireyin üstlendiği görev, yaptığı işin kalitesi, zamanlama, süreç yönetimi toplamda başarı elde edilmesi, liderine, yöneticisine ve onların vizyonuna bağlıdır. 

İş süreci yönetimi açısından sahip olduğu ekibe göre fakir ve zengin lider olarak ayrım yapmak yerinde olacaktır. Fakir lider ile zengin lideri ayıran fark ekiptir. Takım gibi düşünen ve hareket eden ekibi olan lider zengin, olmayan ise fakir liderdir.

Liderin vizyonu, karakteri takıma, kuruma veya organizasyona yansır. Ve zamanla liderin karakteri, takımın, ekibin, kurumun ya da organizasyonun karakteri olarak yansır. Başarı elde edilmesi takımdaki her üyeye samimiyet temelli verilen işler, verilen değer ile elde edilecektir. Takımdaki üyelerin evde mutlu bir ebeveyn, iş yerinde de mutlu bir personel olması, “bugün organizasyonuma, takım arkadaşlarıma ne katkı sağlayabilirim?” diyerek heyecanla işe gelmesi aslında liderine veya yöneticisine bağlıdır. 

Takımın ayakta kalması, her üyenin yaptığı işin risklerini/aksamalarını önceden görüp gereğini yapması ve ortak değerlere inanmışlıkla mümkündür. 

Tıpkı bir piyonun, file, vezire, kaleye gelecek hamleleri önlemesi ya da kendini feda etmesi gibi. Hayat, satrançta olduğu gibi belli aşamalarda zirvesinin ve tabanının olduğu bir süreçtir. 

Kimi takım oyununu anlar, değer verir, yenilgilerden, yaşadıklarından ders alarak zirveye varır. Kimi de bazen işin güzelliğini katma değerini verilen emeği, teşekkür etmeyi, taltif etmeyi bazende kavak ağacının esintisine aldanıp tepesine çıkar aşağıda olan biteni bir kenara bırakıp buğday tanelerini sayar.