Bir Metafor… Özgün Teknolojilere Açılan Kapı

Merhaba benim adım Açık Kaynak Kodlu Yazılım Ağacı,

Ama herkes bana kısaca AKKY der.

Yeni evime, bahçeme, henüz gelmiştim.

Beni tanımıyordu, yeteneklerimi bilmiyordu Bahçıvan,

Daha çevreme, toprağıma, güneşime alışamadan, gökyüzünün göz yaşlarını kucaklayamadan daha gür çıkayım diye, daha çok meyve vereyim diye bir kahraman edasıyla başladı budamaya Bahçıvan.

Kötü bir niyeti yoktu. Hepsini de bana iyilik olsun diye yapıyordu, ama yıllardır biriktirdiğim gözümün nuru dallarım, yapraklarım dağıldı, döküldü yerlere bir kere.

Haykırıyordum ama Bahçıvan beni duymuyordu. Yapma etme hele bir bırak yeni ortamıma alışayım dedim. Belki ihtiyacından fazla meyve verecektim, bahçene değer katacaktım. Belki budamana ihtiyaç kalmayacak, çok daha gür olacaktım, konu komşuya yetecekti meyvelerim. Kuşların nağmeleriyle coşacaktım, gölgemde insanlar soluklanacak, arılarla güzel arkadaşlıklarım olacaktı.

Hah şimdi istediğim gibi oldu dedi kendi kendine…

Oysa ki geldiğim ortamın en güzel ağacıydım.

… ta ki bu yeni ortamda yeni topraklarda güzelliklerimi kaybedinceye dek, mahzun kalıp soluncaya dek,

Sonra da  Bahçıvan, işimize yaramaz, söküp atalım diye söylendi.

Köklerim sökülürken Büyükbabamın anlattığı bir hikayeden bahsetmek isterim.  Her seferinde uzakları seyre dalarak hayranlıkla anlatırdı. Ben de bıkmadan usanmadan aynı heyecanla dinlerdim. Çok uzak diyarlarda yıllara meydan okuyan Banyan adında bir ağaç varmış. Sahi siz de duydunuz mu Banyan ağacının hikayesini…

Büyükbabamın anlattığına göre Banyan ağacı, coğrafyasının tüm değişimlerini, ihtiyaçlarını ve zorluklarını genlerine kodlamış bir ağaçmış. Adeta yıllara ve zorluklara meydan okuyormuş. Güneş, rüzgar ve yağmur ile çok iyi arkadaşlık edermiş. Ha, birde çok da heybetliymiş, kimse ona dokunmaya cesaret edemezmiş.

Meyvesi, yaprağı, kökleri ve barınma özellikleri ile hayatın bir çok alanına dokunması, insanların bir çok ihtiyacını karşılaması sebebiyle “Hayat Ağacı” olarak da bilinirmiş. Sağlıklı bir Banyan ağacı, yaklaşık 7.000 kişiyi barındırabiliyormuş.

Her türlü olumsuzluğa rağmen hayata tutunan ve envai çeşit yetenekleri ile cümle canlıya  fayda sağlayan bir ağaçmış.

Ana kök ile büyümeye başlayan Banyan ağacı bir zaman sonra dalları çıkmaya başlarmış. Diğer ağaçlardan farklı olarak aşağı, toprağa doğru uzarmış. Bu dallar toprağa ulaşmak için engel tanımaz bir yolculuğa çıkarmış. Toprağa ulaştıktan sonra hem enerji hem de mineral transferi ile ana kök ile diğer köklerle iletişime geçip, bir paylaşım süreci başlatırmış. Tüm dallarından gelen mineral ve vitamin ile bağışıklık sistemini güçlendirirmiş. Öyle güçlüymüş ki bu bağışıklık sistemi, kendi kendini yenileyerek hayata tutunurmuş. Dallar tüm birikimlerini ana kök ile paylaşarak yeni dalların güçlü şekilde çıkmasını kolaylaştırırmış.

En büyük hayalim, topraktan insanlığa armağan dev bir Banyan Ağacı gibi olmaktı.

Kim bilir belki de yarınlar bu hayalime çaredir.

…….

Açık Kaynak Kodlu Yazılımların ve Yerel Ürünlerin ulusal ölçekte yaygınlaşmasını tıpkı Banyan ağacı metaforuyla ele alabiliriz. Her kurumda başlayan küçük göçler bir dal gibi gelişerek kök salacak, sonra başka bir kurum, başka bir kurum derken yaygınlaşmaya, kök salmaya devam edecektir. Elde edilen her birikimi Açık Kaynak Kodlu Yazılım Ağacının ana köküyle paylaşarak birbirimizi destekleyecek şekilde ürünlerin kullanımını yaygınlaştırmalıyız.

Özellikle açık kaynak kodlu ve yerel ürünleri ihtiyaçlarımıza göre budamaya başladığımızda onu çıkar bunu ekle, derken ürünü yeniden kodlamaya kadar götürüyoruz. Jessica’nın ağacında bu var, John’un ağacında da şu var diyerek her kurum kendine özgün bir ürün geliştirmeye çalışmaktadır. Aynı amaca hizmet eden ürünün bir çok sürümü çıkmaya başlıyor ve firmalarımızın ürünleri hem süreç hem de maliyet olarak yönetemez hale geliyor.

Oysa ki Jessica’nın, John’un ağacı her bahçede ana köke bağlı  bir dal olarak aynı amaca hizmet eder ve her daim meyvesi aynıdır.

Daha açık ifadeyle; yabancı menşei ürünlere baktığımızda tek geliştirme, tek dağıtım ve herkesin kullanımına sunulan tek bir ürün olarak geliştirilmektedir. Ana kök ürün, her kurumdaki, her ülkedeki, her coğrafyadaki dallarından gelen isterlerle gelişmekte ve olgunlaşmaktadır.

Banyan ağacı metaforuyla, her kurum bir dal gibi Açık Kaynak Kod ağacının ana gövdesini besleyecek şekilde geliştirmelerine devam edecek ulusal kapasiteyi geliştirecek ve etki gücü yüksek ürünler ortaya çıkaracaktır.

Açık Kaynak Kodlu ve Yerel Yazılımların ülkemiz için çok ama çok önemli olduğunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Kıyametler kopsada her kurumumuz, her firmamız bu ağacın büyümesi, gelişmesi için katkı sağlamalıdır.

Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’mız tarafından yayımlanan Genelge ile bir Devlet  politikası haline gelmiştir.

Bu politikayla her kurum, kendine has bir ürün yerine kamuya özgün bir standartta, ortak politikayı güçlendirecek kazanımları tüm ekosistem tarafından kullanılacak ve geliştirilecek bir işleyişle  katma değer oluşturmalıdır.

Dünyada yaşanan küresel krizler, savaşlar bir kez daha başka toprakların ağaçları, ülkemiz topraklarında istediğimiz verimi sunamadığını göstermiştir.

İşte Açık Kaynak Kodlu ve Yerel Ürünler, ülkemizin ihtiyacını karşılayarak büyüyebilmesi için ortak bir irade ile hepimizden katkı bekler. Kiminden sevgi, kiminden ilgi, kiminden geliştirme, kiminden olgunluk, kiminden taltif, kiminden  eksik yanlarını tamamlamasını…

Kim bilir belki tıpkı bir  Banyan Ağacı gibi Açık Kaynak Kodlu ve Yerel Ürünler de ulusal çapta yaygınlaşmasının zamanını sabırsızlıkla bekliyordur.

Ve bir kez daha anladım ki ağaçları değerli kılan, her türlü olumsuzluğa direnmeleri ve yaşama tutunmalarıymış.

Yerli ve Açık Kaynak Kodlu ve Yerel Yazılımlar çocuklarımız için, geleceğimiz için özgün teknolojilere açılan bir kapıdır.

Geliştirmelerinizle var olun.

Başarı mührünüz olsun….

Mart 2024